Suriye Savaşının maddi ve manevi yükü Türkiye’ye olumsuzyansıdığı gibi olumlu tarafları da yansımaktadır. Bunlardan biri de Suriye’nin yetişmiş gücüdür. Suriyeli mühendisler, günlük yirmi liraya, sanayide çırak olarak çalışmaya başladı. Bunlardan bazıları ile tanıştım. Çat pat Arapçamızla konuşmaya çalıştım.Bu konuyu daha sonra konuşabiliriz.Bugün bir üniversite hocasından Muhammet Şagruk’tan bahsetmek istiyorum.
\r\n\r\nO, Suriyeli bir âlim. İki üniversite bitirmiş. “Kurra” bir şahsiyet. Kahramanmaraş’agelmiş. Yani hicret etmiş. O bir muhacir. Maraşlıise Ensar. Ancak Maraş’ın dini çevrelerinde boy gösteren, kendini Maraş’ın dini lideri sayan, müftüyü, imamlarıyönetmeye daha doğrusu şehri yönetmeye çalışan,kendince devlete parel bir yapı oluşturma gayretinde olan bazı şahıslar hareketlendi. Kendileri ilim meclisi kurma yerine parasal konular; altın, gümüş, dinar ile ilgilenen şahıslar, Muhammet Şagruk’tan acayip rahatsız oldular. Kendilerinin mollalık tahtına göz diker korkusuyla Esat’ın, “El- muhaberat” ya da “İsrail’in Mossad” ajanı olarak ilan ediverdiler. Şehirde oturup kalktığı yerleri takibe alırlar, aldırdırırlar. Çevresindeki sohbet ehlini taciz derler. Dostlarınıdağıtırlar. Sevenleriniyererler. Sokakta yatacak konuma getirirler. Devletin istihbaratının yapacağı işlere bulaşırlar. Karapropagandanın her rengini çizerler, adeta bir şeytan resmi çizerler şehrin bütün duvarlarına. Kırmızı kart gösterirler. Adamı sokağa çıkamaz ederler. Adamcağız Suriye’ye tekrar gider. Oradan üniversitelerden şahadetnamelerini, Sünni âlimlerden ve cemiyetlerden referanslarınıgetirir. Kendini yineaklayamaz. Gerisini kendisine ulaşıp dinleyebilirsiniz.
\r\n\r\n“Âlimler peygamberlerin varisleridir.”“Bir âlim ölürse bir şehir ölmüş demektir.”Diye buyuran Hz.ŞahıRasul, MollaGürani gibi bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamuru, mezarına örtü yapan Yavuz Sultan SelimHan, MuhammetŞagruk Bey’in yaşadıklarına şahit olsaydı ne derdi bilemiyorum. Aslında karşımızdakine yaptığımız her davranış kendimizi tarif eder. Kem söz sahibini vurur. Altın çamura düşürülmekle değerinden bir şey kaybetmez. Değerlilere, değerli olanlar değer verir. Altın ile tenekeyi temyiz etme melekesi olmayanlar,nefsi emarenin elinde, dünya hırsına kapılanlar, dini dünyalık elde etmek için ayakları altına paravan yapanlar, kutsallarımızı da kirletmiş oluyorlar aslında. Cami duvarına “bevleden” ile bir İslam âlimine“sebbeden” arasında ne fark var?
\r\n\r\nSuriye’nin yetişmiş insan gücünü, gücümüze güç katmak için kullanmak; grizi nimete ve ganimete dönüştürmek mümkündür.
\r\n\r\nAncak bunun için de ahlak lazım. Ahlaki kalkınma olmadan, maddi inkişaf zayıf kalır. Bunu da sağlayacak olan yetişmiş insan gücüdür. Dünyanın en büyük gücü, beyin gücüdür. Beyni olmayanlar büyük beyinlere saldırır durur. Beyin göçüne ve beyin düşmanlarına karşı çıkmayı her imanlı insanımızın görev bilmesi gerekir. MuhammetŞagruk’u kendini bilmez bir kısım Maraş mollaları üzmüş görünmektedir. Bir kötü örneğin şehrimizi gölgelemesi hepimizi üzmüştür. Unutmamalı ki üzenler üzülür…
\r\n\r\nHükümetimizin Suriyeli mazlumlara gösterdiği hassasiyet ile gidermeye çalıştığı mağduriyetleri ve gayretleri orta da iken, böylesine Bizans oyunları Allah’ın gazabını çekebilir.
\r\n