İnsanoğlu telsiz, telefon, radyo, televizyon derken, internet çağının çılgınlıklarını yaşamaya başladı. İnternet, devlet ve millet hayatının temeline yerleşti.İnternet merkezli bir dünya ışık hızı ile dönmeye, insanların da başını döndürmeye başladı.
\r\n\r\nDevlet, kendi kurumları arasında otomasyona geçti, otomatik olarak vergi topluyor, evrak gönderiyor, elektronik imza ile onaylıyor, suç ve suçluyu takip etmede polis, şimşek gibi çakıyor, savcı bir tıklama ile sanıkların kan tahlilini, idrar analizini yapıyor. Artık kilometrelerce kablo döşenmiyor telefon için, uzaydan füzyon füzelerle dünyanın istediğin noktasına atış yapabiliyorsun. Akıllı füzelerle, kıtalararası hedefleri vurabiliyorsun. Her iş işlem tel ve elektrikle, ışık hızı ile yapılmaya başlandı.
\r\n\r\nRahmetli dedem, ben doğmadan yıllar önce, cami kapısında, “bir gün her şey, bir tele den ötecek”demiş. Peygamberimizin de, kıyamet alametlerini sayarken,”zaman çok hızlı geçecek, insanlar bir sabah, bir akşam olduğunu görecekler” dediği rivayet edilir. Kuran’da “bin yıllık bir gün” diye ifade edilen, zaman ve mekân dışı olay ve olguların yaşandığı bir çağdayız vesselam.
\r\n\r\nEskiden büyüklerimiz, şeytanların haber taşıdığını, olan olayları bilebildiklerini, çok uzak mesafelere anında gidip geldiklerini, omzumuzada yazıcı meleklerin olduğunu, hesap defterimizi tutuklarını, peygamberimiz miraca Burak’la gttiğini, dönüşünde Kudüs Mescid-i Aksa’dan haber soranlara, canlı yayın yaparcasına, gördüklerini bir bir anlattığını, çeşitli vesilelerle bizlere hep anlatırlardı.
\r\n\r\nŞimdi haberleşmede cinlerden ileri geçildi. Şeytanların pabucu dama atıldı. Hırsızlar levye, pense, tornavida kullanmıyor artık. Banka hesapları birkaç saniyede boşaltılıyor, elektrik sayaçları, arabaların km göstergeleri sıfırlanıyor, Picasso’nun “kaplumbağa terbiyecisi” şah eseri kopyalanabiliyor, keçi koyun klonlanabiliyor.
\r\n\r\nArtık hırsızlık, kumarbazlık, kapkaç, kalpazanlık hepsi elektronik olarak yapılmaya başlandı. GSM şirketlerinin dalaverelerinin haddi hesabı yok. Denetleyen yok, hesap soran yok. Kurşun yiyorsun ama nerenden yediğini belemiyorsun. Şikâyete edip hakkını arasan, haksız çıkıyorsun, çünkü her işlem adamların elinde salise görüşmeyi saniye, saniyeyi dakika, pireyi deve göster yapmaları hiç de zor değil.“Faturam neden yüksek geldi”, diye araştırdığın zaman; hemen şunları sıralayacaklar:
\r\n\r\nVergiler yüksek, hattı alırken vergiler size söylenmemiş, özel hatlarla konuşmuşsunuz, özel ticari şirketlerden gelen mesajların parası size fatura edilmiş, internete girmişsiniz, hat sözleşmenizde şöyle yazmaktadır, siz şu tarifedesiniz, hat taşımışınız, paket tarifenizi aşmışsınız, fazla mesaj atmışsınız, her mesajın karakter sayısı şu kadar, karşı taraftan ödemeli aranmış, siz kabul etmişsiniz, hattınız her yöne tarifesinde ama şu numaralar(444 gibi)buna dahil değil, mültimedya kulammışsınız, resim göndermişsiniz, gece telefonun üstüne basıp açık bırakmışsınız, çocuklarınız sizden habersiz kontörcü kızlara yükleme yapmış, konuşurken öksürmüşsünüz, yüksek sesle konuşmuşsunuz, soğan yemişsiniz ağzınız kokmuş… Daha neler neler, maydanozlu köfteler…
\r\n\r\nGSM şirketlerinin ayak oyunları, ya da bize öyle geliyor, milletimize soygun niteliğinde görünmektedir.Belki de bütün bunlar, sadece benim başıma geldi. Ben istemediğim halde, özel şirketlerden gelen reklâm mesajlarının parası bana fatura edilmiş. Numaram internete açılmış, int. İşaretine dokunur dokunmaz girilmiş sayılmış. Her yöne1500 dk. Olan hattımın süresi, kaç saniye üzerinden, nasıl bir hesap yapılıyorsa buhar olup gitmiş, bir gün önce iki yüz dakikam olduğu mesajı gelirken, bir gün sonra, konuşmadan dakikalarınız bitmiştir, bundan sonra 040 krş’tan ücretlendirileceksiniz mesajı gelebiliyor.
\r\n\r\nAklıma sığmayan, vicdanıma ters gelen, cüzdanımı yakan, burnumun pis kokular aldığı bir şeyler dönüyor hissi üzüyor insanı. İşin kötüsü hakkını aramak için muhatap bulamıyorsun, telesekreterler bizimle top oynuyor. Her veri adamların elinde, mahkemeler çaresiz. Vatandaş ziyanda.
\r\n\r\nElektronik terörizmle mücadelede, yeterli değiliz. Elektronik hırsızları gözlerimiz tutamıyor. Bunlar, kapıyı kırıp giren hırsızdan, daha fazla olmaya başladılar.
\r\n\r\nBu konu da hukuki mücadele için “sert” kanunların çıkarılması elzemdir. Devlet sürekli denetlemeli, gözaçtırmamalıdır. Vatandaş bilinçli telefon kullanmalı, haksızlık küçükte olsa üzerine gidilmelidir. Zira“hakkını aramayan şerefini de kaybeder.” GSM şirketlerinin allengrili işlerine karşı bir şeyler yapılmalıdır.
\r\n