Yedi Güzel Adam, TRT 1’de oynayan bir TV Dizisi. Çok da başarılı. Memleketimizin yedi ünlü Yazarının hayatının konu edildiği bir dizidir bu. Bu Yedi Güzel Adam, Sezai Karakoç, Alaattin Özdenören, Nuri Pakdil, Akif İnan, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören ve Cahit Zarifoğlu’dur. (Bu yazarlardan ikisi aslen başka memleketten olsalar da Kahramanmaraş’ta lise eğitimi görmüşlerdir. Onlar da hemşehrimizdir sonuçta)
\r\n\r\n\r\n\r\n
Ben bu yazıda, elbette bu Yedi Güzel Adam’ı anlatmayacağım. Bu güzide değerlerimizi bilen zaten biliyor ve tanıyor. Ben size, bu yazıda, Yedi Başlık hallinde Yedi Güzel adam’ın Memleketinin değerlerini ve özelliklerini anlatacağım, inşallah.
\r\n\r\n\r\n\r\n
Maksadım bu değerleri ve özellikleri anlatırken, tüm Kahramanmaraşlılara mesaj vermektir Ve özellikle de Kahramanmaraş’ın yöneticilerinedir mesajım. (Bu mesajı verirken biraz da eleştirel dil kullanacağım. Baştan belirteyim. Çünkü bu değerlerimizin ihmal edildiğini düşündüğümden dertliyim, hem de çok)
\r\n\r\n\r\n\r\n
1-Turizm. Turizm. Turizm. En büyük değerimiz budur. Memleketimiz güzeldir. Memleketimizin suyu, havası ve toprağı güzeldir. Bereketlidir. İnsanı kabiliyetlidir. Allah (cc) memleketimize nerdeyse tüm imkanları vermiş. Dağ turizmi, inanç turizmi, spor turizmi, edebiyat ve sanata yönelik turizm geliştirilmelidir. Dağ turizmi dedik, mesela, Yavşan Dağının yüksekliği 3200 metredir. Bu dağ kendisine has dağ çiçekleriyle meşhurdur.Uludaz Yöresinde her sene uğur böceklerinin meydana getirdiği güzellik görülmeye değer. Kaplıcalar, ılıcalar yönünden zengin bir İlimiz var. Bir Ashab-ı Kehfimiz var. Neden bu değerlerimiz turizmde bir marka haline getirilemez. Bunu bırakın, Germanica Antik Kenti şehrimizde var bizim. Bu kentin kazı çalışmaları ne alemde? Ne bilen var, ne de araştıran var!
\r\n\r\n\r\n\r\n
2-Su, güneş ve rüzgar santralleri kurulmaya müsait yerlerimiz var. Büyük akarsularımızın sayısı ve üzerinde kurulan barajlar 12’den fazladır. Güneş enerjisi dediğimizde Pazarcık, Türkoğlu başta olmak üzere, İl geneli, güneşin en yoğun hissedildiği yerlerdendir. Bu yerlere güneş santralleri neden kurulmaz? Güneş santralleri kesinlikle tarım arazilerine kurulamıyor. Özellikle kendi ilçem Pazarcık’ta taşlık ve düzlük alanlar oldukça fazladır ve güneşi doya doya kendisine çekmektedir. Rüzgar dediğimizde, zaten anlatmaya gerek yok, “Maraş senin nazın var, çekilmez poyrazın var” diye türkülere konu olmuş, sert ve hızlı esen rüzgarımız meşhurdur. Bu değerlerimiz yerli ve yabancı yatırımcılara tanıtılıyor mu? Nerde o günler, diye sesler duyar gibiyim.
\r\n\r\n\r\n\r\n
3- Yeraltı zenginlikleri. Kömüründen, altınına, mermerinden gümüşüne kadar her türlü madenler Kahramanmaraş topraklarında mevcuttur. Bunun farkında mıyız? Bu zenginlikler için ne gibi plan yapıyoruz? Sanırım hiçbir çalışma yoktur.
\r\n\r\n\r\n\r\n
4- Edebiyat ve sanatta Kahramanmaraş bir markadır. Yedi Güzel Adamın memleketinde şair ve şiir festivali olsa da zaman zaman, bu bir süreklilik arz etmiyor. Bu hususta kalıcı ve sürekli çalışmalar gerekir. Bunu planlayan ve düşünenler var mı? Varsa da sesleri çıkmıyor sanırım. Çünkü duymadık.
\r\n\r\n\r\n\r\n
5- Küçük el sanatları ve kuyumculukta Kahramanmaraş farklı bir yere sahiptir. Bakır ev eşyaları, çeyiz sandıkları ve Kahramanmaraş’a has altın bilezik ve gümüş gibi özelliklerimizi daha da nasıl ön plana çıkartabiliriz? Bunun için kafa yoran var mı?
\r\n\r\n\r\n\r\n
6-Tarım, ticaret ve sanayi şehridir memleketim. Bunu bilmeyen yoktur. Ancak, bunu bilmek yetmiyor. Tekstil sanayi dışında da atılımlar gereklidir. Yalnızca tekstile bağlı kalmak akılcı değildir.
\r\n\r\n\r\n\r\n
7- Dondurma, kırmızı biber ve tarhana bizim Türkiye çapında iftiharla belirttiğimiz özelliklerimiz. Bu değerlerimize bir de meşhur kelle-paçamız eklenmelidir. O da artık meşhur ve farklı bir yemek türümüzdür. Kahramanmaraş kelle-paçası yapılışı ve lezzeti ile Türkiye’de ve Dünya’da bir tanedir. Yazdıkça aklıma geliyor. Bizim çöreğimiz de bize özgüdür. Başka yerde görmedim bu tür çöreği. Günlük ya da birkaç gün içinde tüketilen yumuşak çörek de var, nerdeyse 1-2 ay tazeliğini koruyan sert çörek de var memleketimizde. (Mutfakta bir kutu içinde 2 aydır yediğimiz evdeki çörekler aklıma geldi şimdi, şu Ankara’da bu gurbette) Evet, tüm bu özel yiyeceklerimizi dışarıya anlatabiliyor muyuz? Sahi aklıma gelmişken, Kahramanmaraş’ta neden “Dondurma, Kırmızı Biber, Tarhana, Kelle-Paça ve Çörek Festivali” yapılmaz? Bilen var mı? Öyle bir festival yapacaksınız ki, bırakım Ulusal Medya’yı, Dünya Medyası’nda yer bulmalısınız. Alın size bedava reklam.
\r\n\r\n\r\n\r\n
Ben yedi başlıkta “Yedi Güzel Adam’ın Memleketini tanıtmak ve duyurmak istedim.” Biraz da sahipsizliğimizden dolayı bir kısım yöneticileri eleştirmek istedim. (Esasında eleştirmek de, değil, onları harekete geçirmektir. Kısacası, maksadımız üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değildir. Bu nedenle benim eleştirilerim iyiniyetlidir ve kasıtlı değildir, vesselam.)
\r\n\r\n\r\n\r\n
Ahmet SANDAL
\r\n