Şehir ve iletişim denildiğinde, insanın, şehrine sahip çıkması, değerlerine hassas bir gözle bakması, farklı bir bakış açısıyla değerlendirmesini kastediyorum.
\r\n\r\nHer sabah şehrin sokaklarına çıktığımızda, ilk olarak, şehrin sokaklarına, konaklarına, apartmanlarına, gecekondularına, taş duvarlarına, parke kaldırımlarına, asfalt yollarına, parklarına, bahçelerine, aydınlatma direklerine, duraklarına, ağaçlarına, köpeklerine, kedilerine, velhasıl tüm gördüklerimiz şöyle bir kuvvetlice “esselamûnaleyküm” diyelim. Sonra da “aleykümselam” diyerek yolumuza devam edelim. Selam, iletişimin en önemli kurallarından birisidir.
\r\n\r\nİletişimde, şefkatli yaklaşımlar, merhametli bakışlar, bizcil davranışlar, güzel sözler işin merkezinde yer alır. Bencil davranışlar iletişimde bir eksiklik ve hatadır. Bencil değil bizcil dil kullanalım. Şehre, farklı bir değer vermeyelim. Bizim şehir olduğunu asla hatırdan çıkarmayalım. Şehrin değerlerinin hepsinin iletişime geçilecek ve yeri gelir konuşulacak, yeri gelir dinlenilecek, yer gelir sohbet edilecek birer varlık olduklarını bilelim.
\r\n\r\nŞehrin sokaklarına tükürüyorsa eğer kendisini bilmez biri, çok ayıp ediyordur. Tükürdüğü o toprak ya da kaldırıma saygısızlık yapmaktadır. Ya o toprak ya da kaldırım da karşılık verip de o kendisini bilmezin suratına aynı şekilde tükürse! Bunu bir düşünmek gerekir. Empati içinde olmak gerekir.
\r\n\r\nİletişimde hareketlerimiz önemli yer tutar dedik ya! % 55 yer kaplar dedik ya! İşte bir kişi bu densizliği yaptı mı, sözüyle ve konuşmasıyla ne söylerse söylesin, isterse ağzıyla kuş tutsun, onu gören ve bu hareketini izleyen biri nezdinde, değeri olmayacaktır. Ve bu tükürme hareketi o kişiyi adeta cahil ve terbiyesiz bir konuma düşürecektir. Sokaklara tükürenleri herkes kınar ve eleştirir. Dedikodu çeşmeler bu durumu hemen eleştirir ve ağaçlara derdini, şikâyetini iletir. Siz duymasanız da her hareketiniz işte etrafınızdaki varlıklar tarafından izlenir. Aydınlatma direklerindeki lambaların gözleri var. Sabah akşam sizleri izliyorlar. Ağaçların kulakları var, gece gündüz kulakları sizde. Çeşmelerin dilleri var, hep sizden bahsediyorlar.
\r\n\r\nAsık suratlılardan, selamsız-sabahsız geçenlerden, kaba-saba davrananlardan, hatta daha ilerisi yere sert sert basanlardan da şikayetçidir şehrin varlıkları. Onlar kibarlık, naziklik, merhamet ve şefkat istiyorlar. Bencillik değil bizcil hareketler istiyorlar. İletişimde önemli bir kuraldan daha bahsetmiştik ya! Bizcil davranışlar. İşte o davranışları bekliyor sizden, şehrin sokakları, konakları, apartmanları, gecekonduları, taş duvarları, parke kaldırımları, asfalt yolları, parkları, bahçeleri, ağaçları, aydınlatma direkleri, durakları, çeşmeleri, kedileri ve köpekleri. Bu varlıklar diyor ki, “bizcil davranın bize ve bizi sizden farklı görmeyin, bizi siz gibi görün.”
\r\n\r\nİletişimde, ince düşünmek, hassas davranmak ve kılı kırk yarmak dediğimiz tabire uygun bir şekilde olabildiğince duyarlı olmak ve empati içinde olmak büyük önem taşır. Duyarlı olun, empati yapın ve kılı kırk yarın, şehrin varlıklarını kendi yerinize koyun! Size yapılmasını istemediğiniz bir hareketi, ne canlı, ne cansız hiçbir varlığa yapmayın.
\r\n\r\nBu düşünce doğrultusunda iletişim kurun, selam verin, tebessüm edin ve konuşun şehrin tüm varlıklarıyla ve değerleriyle.
\r\n\r\nDurun, durun, bir ses duyuyorsunuz, onu dinleyin şimdi: “Yağmacı, yığmacı, vurguncu, plansız, imarsız, izansız, insafsız bir şehirleşme anlayışını istemiyoruz. Şehirde planlı ve düzgün bir yapılaşma ve betondan çok yeşil alan istiyoruz.” İmza: Şehrin tüm varlıkları, insan dahil.
\r\n\r\nEvet, işin aslı ve sözün özü şudur, şehir yalnız bizim değildir. Şehir yalnızca insanların değildir. İçinde ne varsa şehirde, herkes şehrin değerlerine aynı oranda ve aynı noktada sahiptir ve hakkı vardır. Vesselam.
\r\n