ÖNÜMÜZDEKİ 20 YILDA İKİ KRİTİK SEKTÖR: SAVUNMA VE TARIM
Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

ÖNÜMÜZDEKİ 20 YILDA İKİ KRİTİK SEKTÖR: SAVUNMA VE TARIM

22 Ocak 2018 - 18:38

İnsanların yaratıldıkları ilk günden beri şu iki şey çok mühimdir ve çağlar geçse, asırlar değişse, şu iki ihtiyaç her daim önemini korur. Bu iki husus, “gıda ve savunma ihtiyacıdır”

Her dönemde, her toplumda mutlaka gıda ihtiyacı olmuştur.  Bunun yanında, her toplum ve Devlet öncelikle kendisini güvence altına almak ve içeriden ve dışarıdan gelecek tehdit ve tehlikelere karşı korunmak ister.

İlk tarihlerden bugüne önem ve önceliğini koruyan bu iki sektör, bundan sonra daha da büyük önem arzetmektedir.  Yakın gelecekteki 15-20 yıl içerisinde uluslararası mücadele ve güç dengesi işte bu iki husus etrafında şiddetli bir şekilde cereyan edecektir.

Şimdi diyeceksiniz ki, tarım ve savunma önemli de, eğitim, enerji, sanayi, ticaret ve diğer sektörler önemsiz mi? Elbette, öyle demek istemiyorum. Eğitim, enerji, sanayi, küçük ve büyük sanatlar, ticaret, ulaşım, hizmetler ve tüm sektörler elbette çok mühimdir ve Ülkelerin kalkınmasını belirler.

Ancak, ben başlıkta “tarım ve savunma” derken esasında dijital çağın yakın gelecekte ulaşacağı yeni gelişme trendi içerisinde çok önemli noktalara dikkat çekmek istiyorum.

Dünya’da çok süratli bir dönüşüm ya da değişim yaşanıyor. Şu an 20’li yaşlarda olanlar, kendilerinden yalnızca 10 yaş büyük olanları dahi, bir önceki nesil olarak nitelendirip daha geri ve dijital yönden daha zavallı görerek beğenmiyorlar.  1990’lı yıllarda doğanlar bu Ülkede internet ve normal tuşlu cep telefonu çağını dolu dolu yaşadılar. Ardından 10 yıl sonra 2000’li yıllarda doğanlar sosyal medya ve akıllı cep telefonları çağını doyasıya yaşadılar. İşte bu iki neslin ikincisi dahi, birincisini geri ve ilkel bulurken, bu iki neslin, 1960’lı, 1970’li ve 1980’li yıllarda doğanlara nasıl baktıklarını varın siz düşünün!

Başdöndürücü ve hızlı değişim ve dönüşüm dönemleri geçiriyoruz. Hem insanlık ve hem de toplum olarak.  Teknoloji müthiş bir hızla farklı farklı alanlarda, inanılması güç başarılara imza atıyor. İnsanoğlu 3 sanayi aşamasını çok uzun yıllar, hatta asırlar geçirerek aşmış ve 21. Yüzyılda, 4. sanayi devriminin eşiğine varılmıştır. Buna “Endüstri 4.0” denilmektedir.

Endüstri 4.0 nedir? Sanayide devriminde 4. aşama demektir. İlk sanayi devrimi (Endüstri 1.0) su ve buhar gücünü kullanılması ve mekanik üretim sistemlerinin sanayide etkin rol oynamasıdır. İkinci sanayi devrimi (Endüstri 2.0), elektrik gücünün sanayide etkin rol alması ve seri üretimin artmasıdır. Üçüncü sanayi devriminde (Endüstri 3.0) ise dijital devrim, elektroniklerin kullanımı ve BT Bilgi Teknolojilerinin gelişmesiyle üretimde otomasyon sistemlerinin zirveye ulaşmasıdır.  Endüstri 4.0 ya da diğer adıyla 4. Sanayi Devrimi, birçok yeni ve modern otomasyon sistemini, etkin ve hızlı veri alışverişlerini ve bunlara dayalı üretim teknolojilerini içeren bir kavramdır. Bu devrim akıllı ve dijital üretim sistemlerinin akla, hayale gelmedik alanlarda kullanılması ve özellikle de “yapay zeka” kavramının öne çıktığı gelişmeler dizisidir.

 Bu yeni dönemde, “yapay zeka, artırılmış gerçeklik, 3D Printing, nanoteknoloji, genetik, kuantum bilgisayarlar, büyük veri, veri analitiği, robotik gibi” kavram ve gelişmeleri sık sık duyacaksınız. Bu yeni dönemde, belki de bazı meslekler yok olacak ve bazı yeni meslekler ortaya çıkacaktır.  Belki de 2020’li yıllardan sonra, bazı mesleklerde ve bazı alanlarda (veri analizi, kodlama, banka gişe memurluğu, müşteri temsilciliği, güvenlik memurluğu, danışma memurluğu, bazı mühendislik dalları, kalite kontrol, çağrı merkezi çalışanları, mağaza satış temsilcileri, fon yöneticileri, yönetim danışmanları vb gibi işlerde) “yapay zeka” kullanılacaktır.  Peki “yapay zeka” nedir? Onu da şöyle tanımlayalım: “Bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyetidir.” Yapay zeka denildiğinde akla “yeni tür robotlar” gelmelidir. Bu robotlar ki, gelişmiş programlar yüklenerek çok fonksiyonlu işler yapabilmektedir. Mesela, bir örümcek gibi, bir böcek gibi beş altı ayaklar takılan bu robotlar çok hızlı hareket edebiliyorlar. Bir yerden bir yere hızlıca geçebiliyorlar. Peki, bu robotlar birer saldırı unsuru olarak planlandığında ve uzaktan kontrol edilen insansız hava araçları (droneler) ile bir bölgeye doğru fırlatıldığında programlandıkları şekilde karşı kuvvetlere zarar verebilirler mi? Elbette verebilirler. Mesela, bir askeri kuvvetin ortasına fırlatılan bu robotlar, içlerine yerleştirilmiş bombalar vasıtasıyla nice nice kuvveti darmadağın edebilir. Düşünün bundan 20-30 sene sonrasını, yüzbinlerce yapay zeka ile robot imal edildiğini ve bunların droneler ile bir Ülkeye doğru saldırtıldığını? Olur mu olur! İhtimal mi ihtimal. Evet, yapay zeka ile savaşmak üzere robot üreten bir Ülkenin, kendisi hiçbir canlı zayiat vermeden, binlerce cana zarar vermesi mümkün görünüyor. İşte bu noktadan hareketle Bizler de Ülke olarak, gereken tedbirleri almamız ve Endüstri 4.0 çağına uygun savunma stratejileri ve saldırı sistemleri oluşturmamız gerekmektedir. 

Yazımızın başlığında geçen 2 kritik sektörden savunmayla ilgili hususa böyle dikkat çektikten sonra gelelim tarım konusuna.

“Tarımda kendi kendine yeten Ülke olduğumuz yıllar çok geride kaldı.” Artık, et, tahıl ya da benzeri tarım ürünlerini başka Ülkelerden alıyoruz. Maalesef . Bu acı gerçeği artık bir çocuk dahi biliyor. İşte, gelecekte bu durum bir Ülkenin bağımsızlığına dahi zarar verebilir. Gıdası, yiyeceği, eti ve tahılı olmayan bir Ülkeyi esir almak dahi mümkündür. Ne yapıp etmeliyiz ve tarımda kendi kendimize yeter ülke haline gelmeliyiz.

İsrail, bizim 1000 metre kare alanda yetiştirdiğimiz kadar domatesi, yalnızca 1 metre kare alanda yetiştiriyorsa, şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz. İsrail, tüm Dünya’ya sebze ve meyve tohum satıyorsa ve bu tohumlar toprağın kimyasını bozuyorsa, oturup da düşünmeli, bu ciddi soruna çözüm üretmeliyiz. İsrail’in Dünya’ya sattığı tohumları kendi Ülkesinde kullanmadığı da bir gerçektir.

Bu yazıda, bir Ülkenin geleceğine çok önemli yer tutan iki hususa, savunma ve tarım sektörüne dikkat çektim. İnşaallah bu 2 sektörde de, gelecek 20 yılı ve daha uzun vadeyi kapsayan proje ve planlamalar yapılıyordur. Umudumuz bu yöndedir. Allah (cc), umutlarımızı boşa çıkarmasın. Amin

Ahmet SANDAL

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar

https://www.alexa.com/siteinfo