ASHAB-I KEHF YURDU KAHRAMANMARAŞ


 

Ashab-ı Kehf (mağara arkadaşları), Kur’an-ı Kerim’de beyan edilen ve haklarında bilgi verilen imanlı gençlerdir. O gençler, yaşadıkları devirde inançsız ve zalim Kral’ın emrine boyun eğmeyerek bir mağaraya sığınan sırat-ı müstakim üzere yaşayan gençlerdi. O Kral’ın Bizans Kralı Dakyanus olduğu söyleniyor. Kehf Suresi 14. ayette mağaraya sığınan imanlı gençler şöyle anlatılır: “Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; İlah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız.”

 

Kuran-ı Kerimdeki Ashab-ı Kehf kıssasında üç ders saklıdır.    Bu dersleri şöylece özetleyebiliriz:            1- Hakk(cc)tan başkasına boyun eğmemek. 2- Zalimlere karşı kıyam etmek. 3- Dünyanın geçici rahat ve konforunu değil, ahiretin sonsuz mutluluğunu tercih etmek.

 

Selam olsun Ashab-ı Kehf’teki o mübarek gençlere ki aldatıcı fani Dünyaya değil de ebedi gerçek Dünyaya meylettiler ve bu meyil üzerine kıyam ettiler.  O meyil kendilerini bir mağaraya götürdü ki, kurtuluş demekti o. O mağara bir sığınma yeriydi. Peki, şimdiki gençler, Dünyanın her türlü aldatıcılığından ve azgınlığından nereye sığınmalıdır. Mağaralara mı? Elbette hayır. Zamanın fitne ve fesadı, zararlı yayın yapan sinema, televizyon  ve internet ya da benzeri tüm medyadır. Dünyadaki tüm heva ve geçici hevesler, zalim ve inançsız kraldır. Dünyada kaçınılması gerekenler artık bunlardır. Bu aldatıcı heveslerden (günümüzün krallarından) kurtulmak için, Kuran’a, Sünnet’e ve Alimlerimizin Eserleri’ne sarılacağız. Mekan olarak sığınma yerimiz elbette ilim yerleri ve camiilerdir.

 

Önemli olan bu tespitlerdir. Ashab-ı Kehf’in kendi memleketlerinde olduğunu ifade eden ve bunun için bazı gerekçeler gösterenler vardır. Ancak, gerçek Ashab-I Kehf Kahramanmaraş’tadır. Ashab-ı Kehf’in Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesinde olduğunun delili olacak bazı hususları aşağıda sıralıyorum:

1-Kahramanmaraş Afşin, Hıristiyanlığın doğuşuyla beraber tarihsel olarak, bu dinin gelişim ve yayılım dairesi içerisinde kalmaktadır. Afşin, eski Bizans ve eski Roma İmparatorluğunun sınırları içerisindeydi. Bu iki Devlet zamanında da inançlılara zulmeden krallar mevcut olmuştur.

2- Tarihlerden beri insanların teveccühü Afşin’deki Ashab-ı Kehf’e doğru olmuştur.

3-Tarihlerden beri Afşin’deki Ashab-ı Kehf külliyesindeki bina ve ibadet yerlerinin korunması ve bakımı için çalışmalar yapılmıştır. Roma döneminde kilise, Selçuklu, Dulkadiroğulları ve Osmanlı dönemlerinde cami ve külliye inşa edilmiştir.

4- Selçuklu Devletinin Maraş valisi Nusreddin Hasan Bey buraya medrese yaptırmıştır.

5-Mescit incelendiğinde, mağaranın önündeki küçük kilisenin bu bölüme katıldığı anlaşılmaktadır. Külliyenin inşaasından önce mekanda kilisenin bulunması, Anadolu’daki eski zaman Hıristiyanlarının da mağara arkadaşlarının hatırasını yaşattığına yorumlanmaktadır.

6-Dulkadirli döneminde burası imar edilerek ilave vakıflar yapılmıştır. Arşiv belgelerinde vakfedilen arazi, köy, mezra, yaylak ve cemaat isimleri belirtilmiştir. Osmanlı Devleti döneminde de bölgeye özel ihtimam gösterilmiş ve külliyenin ayakta kalması sağlanmıştır.

7- Kehf suresinin 17. ayetinde yer alan, "(Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler" beyanının Afşin’deki mağaranın konumuyla tam olarak örtüştüğü bilinmektedir. Afşin’deki mağaranın ağzı, güneşe açısı, mağara içindeki geniş ve dar alanlar Kuran'ı Kerim'de zikredilen özelliklere tam olarak uymaktadır.

8-Mağarada bulunan ve yönünün Kudüs'e dönük olduğu belirtilen Roma dönemine ait mihrap da bir başka kanıt olarak dikkat çekmektedir.

9-Burasının Selçuklular öncesinde Hıristiyanlar tarafından da Yedi Uyurlar'ın mağarası olarak kabul edilmesi ve kilise inşa edilmiş olması ise mağaranın sonradan bulunmadığını, başından beri bilindiğine bir delildir.

10-Konuyla ilgili araştırma yapan birçok yerli ve yabancı tarihçi ve araştırmacılar da asıl Ashab-ı Kehf’in Kahramanmaraş Afşin’de olduğunu açık ve net olarak belirtmektedir.  

Yazımın sonunda Ashab-ı Kehf’i anlatan 6 kıtalık şiirime yer vermek istiyorum:

ASHAB-I KEHF GENÇLERİ

 

Ashab-ı Kehf, mağara arkadaşları,

Sarayı ve rahatı terk eden Gençler.

On yedi ya da on dokuz idi yaşları.

Zalim krala itaat etmeyen Gençler.

 

Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, 

Debernuş, Şazenuş ve  Kefeştetayyuş.

Kıtmir ile sayıları ya sekiz, ya dokuz.

Mağaraya sığınan imanlı Gençler.

 

Güneş mağaranın sağ tarafında doğar.

O küçücük mekâna hepsi de sığar.

İman ve cesaret, zulmeti elbette boğar.

Asırlardan bu yana örnek Gençler.

 

Mağara arkadaşları Ey Ashab-ı Kehf.

Umrunuzda olmadı, ne zevk, ne keyf.

Gönlümde yeriniz ta zirvelere denk.

Allah yolundan ayrılmayan Gençler.

 

Ashab-ı Kehf’i ziyarete gel Maraş’a.

İster bir er ol, istersen de bir paşa.

Tefekkür ve zikir gerektir her başa.

Unutulmaz asla o mübarek Gençler.

 

İman bize en büyük dost ve yar.

Sar benliğimi bu şuur kuvvetlice sar.

Gönlümün zirvesinde yerleri var.

Ashab-ı Kehf’teki Nurlu Gençler.

 

Ahmet SANDAL