YENİ DÖNEM ÜZERİNE GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİM -2
Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

YENİ DÖNEM ÜZERİNE GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİM -2

23 Haziran 2018 - 10:41

(Geçen gün birincisini yayınladığım yazımın 2. kısmıdır)

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi krallık ve başına buyruk bir sistem değildir. Bu sistemde gerçekten de kontrol mekanizması çok güçlü. TBMM'de vekiller ellerlindeki yetkiler ile Cumhurbaşkanı'nı sınırlayabilirler. İsterlerse bütçe yasası ve diğer başka yasalarla sistemi kilitleyebilirler. Bu nedenle TBMM ile Cumhurbaşkanlığı arasında uyum ve birliktelik çok önemlidir.

Şu hususu da bu noktada hassaten belirteyim. Hangi sistemi getirirseniz getirin, herşey insana bağlıdır. İnsandır herşeyin başı ve sonu. Bir sistemi, bir işi vezir de eden, rezil de eden insandır. Hayata nasıl bakıyoruz. İşte bu önemlidir. Ben birçok seminerimde ifade etmişimdir. Bardağın dolu tarafından mı bakıyoruz, boş tarafından mı bakıyoruz. Maksadımız üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? Bardağın dolu tarafından bakanlar ve maksadı üzüm yemek olanlar hayata değer katarlar ve başarı sağlarlar. Aksi halde başarı mümkün değildir. Bunun gibi, bu sisteme olumlu bakanlar elbette başarıyı da sağlayacaklardır. Dünya’daki büyük ve güçlü Devletlerin birçoğunun yönetim sistemi Başkanlık Modelidir. Bunu hassaten belirteyim.

Türkçede “kısır döngü”, Osmanlıcası “fasit daire” ve İngilizcesi “vicious circle” diye belirtilen bir kavram var. Üçünde de anlatılmak istenen aynıdır. “Dönülüp dolaşılıp aynı noktaya gelinen ve bir sonuç vermeyen, içinden çıkılmaz düşünce veya olaylar silsilesine” Bizim Dilimizde kısır döngü ya da fasit daire denilir. Biz şu makus talihimizi ve yaşadığımız bu kısır döngüleri kırmamız gerekir. Asırlardır Batılı Haçlılar karşısında maalesef hezimet yaşıyoruz. Onların karşısında güçlü durmamız gerekir. Büyük Devlet olmamız gerekir. Büyük Devlet olmamın yolu da hızlı karar almakta ve pratik çözümlerden geçer. Başkanlık modelinden bunu bekliyorum. Ben Başkanlık sisteminden şu 4 hususun gerçekleşmesini bekliyorum. İnşaallah olur.

1-Toplum hayatında fakirlik ve "kula kulluk sona ersin." İnşaallah olur.

2-Kamu yönetiminde "adaletsizlik ve haksızlık son bulsun." İnşaallah olur.

3-Toplumumuzdaki "cehalet ortadan kaldırıslın." İnşaallah olur.

4-Toplumdaki ihtilaf ve ayrılıklar bitirilsin.  İnşaallah olur.

Bu yoksulluk ne zaman bitecek? Bu işsizlik hangi vakit ortadan kaldırılacak? Peki, kamu yönetiminde adaletsizlik ve haksızlıkları kim durduracak ve sona erdirecek? Müslümanların ve tüm toplumumuzun kanayan yarası ve baş belası olan okuma alışkanlığımızın azlığına ne derman olacaktır? “Mü’minler kardeştir” buyuran Yüce Rabbimizin (cc) emrine uymayıp da aramızdaki ihtilafları ve ayrılıkları daha ne zaman kadar sürdüreceğiz? Ne vakit akıllanacağız biz? Sevgili Peygamberimiz (asm) “iki günü birbirinin aynı olan ziyandadır” diye buyurmaktadır. Önderimiz ve Biricik Rehberimiz (asm) bize çalışmayı ve her daim ilerlemeyi emrediyor. Biz bu emri dahi anlamaktan aciziz. Bu Toplumdaki, “acziyet, tembellik, atalet, umutsuzluk, karamsarlık, cahillik, ihtilaf, haksızlık, adaletsizlik, fakirlik ve bunların benzerleri”, işte benim dertlerim bunlardır. Daha doğrusu bizim dertlerimiz bunlardır. Bu dertlerime şifa diliyorum. İnşaallah bu dertlerimiz sona erer.

Evet, ben umutluyum. Benim hayatımın temel nirengi noktası "umut ve heyecandır." Hayatımda umudum ve heyecanı baş tacı yapıyorum. Umudum Allah'tan geliyor. Hiçbir vakit umutsuzluk içerisinde olmadım. Yusuf Suresi 87 ayet: “Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” İşte bu ayet-i kerime bizim için bir rehberdir. Elhamdülillah. Farukcuğum, gelecek günlerin bu günlerden daha güzel ve daha huzurlu olacağına inanıyorum. Faruk Kardeşim son günlerde şu düşünce zihnimde çok yer kaplıyor. Biz Ümmet-i Muhammed'iz. Ancak, ahirette Sevgili Peygamberimizin (asm) huzurunda nasıl duracağız ve O'nun mübarek yüzüne nasıl bakacağız? Bu sorular benim düşüncelerimi çok işgal ediyor. Bunları düşündükçe de çok üzülüyorum.  Batılılar ve Haçlılar karşısında darmadağın vaziyette olmamız, Ümmet-i Muhammed’e hiç mi hiç yakışmıyor? Ahirette ve mahşer meydanında Sevgili Peygamberimiz (asm)in yüzüne nasıl bakacağız? Hayatında ilmi, çalışkanlığı, sevgiyi, kardeşliği, azmi ve mücadeleyi esas almış ve ümmetine de bu hususta rehberlik etmiş bir Büyük Peygamberi, bir Sevgili Önderi (asm) biz nasıl kendimize rehber almadık, biz nasıl kendimize önder edinmedik. Bu büyük bir hatadır. Sevgili Peygamberimizi sözde rehber ve önder aldığımız söyledik, ancak özde tembellik ettik, özde miskinlik eyledik ve düşmanlarımızı kendimize güldürdük. Yazıklar olsun bize. Evet, bu röportajın sonunda bir de hayıflanma var. Umutluyum ve hayıflıyım. Umutlanıp da hayıflanmıyorsak bizde irade ve azim de olmaz. Umutlanmak yetmez. Geleceğe dair bir şahlanış için kendimizi hazırlamalıyız ve biraz önce belirttiğim kısır döngüleri kırmak için seferberlik ilan etmeliyiz. Ben nefsime bu seferberliği ilan ettim. Elhamdülillah bu uğurda can vermeye hazırım.

Bu noktada şu hususu da net olarak belirteyim, İslam galip gelecektir. Yakın bir vakitte bir şahlanış olacaktır. Kimse mahzun olmasın. Umutlu olsun. Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi “şu istikbal inkılâbâtı içinde en gür sedâ İslam’ın sedâsı olacaktır” diye seslenmektedir. Osmanlı'nın ihtişamlı günlerini dahi geçen çok şanlı bir devir bizi bekliyor. Haydi hayırlısı diyelim.

Bu duygu ve düşüncelerle yeni dönemin ve gerçekleştirilecek seçimlerin Ümmetimiz, Ülkemiz, Milletimiz, Devletimiz ve Vatanımız için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

 

Ahmet SANDAL

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar

https://www.alexa.com/siteinfo