ÜLKEMİZDE DEMOKRATLAR %51.4, CUMHURİYETÇİLER %48.6 MI?
Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

ÜLKEMİZDE DEMOKRATLAR %51.4, CUMHURİYETÇİLER %48.6 MI?

23 Nisan 2017 - 15:33

 

Geçen hafta Pazar günü, Ülke olarak bir Referandum gerçekleştirdik. Bu referandumda 18 maddelik Anayasa değişikliğini oyladık ve bu oylamayla esasında bir sistem değişikliği seçiminde bulunduk. Referandumda 18 maddeden 17’si yargı tarafsızlığı, Hâkimler Savcılar Kuruluna üye seçimi, milletvekili sayısının 50 artırılması, seçilme yaşının 18’e düşürülmesi vb gibi hususlara ilişkindi. Ancak, bunların “yönetim sistem değişikliği” kadar önemli değildi. 18 maddeden birisi, Ülkemizin 2019 yılından sonra “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçilişine ilişkindi. Kamuoyunda bilindiği şekliyle ifade edecek olursak “Devlet Başkanlığı Sistemi” 2019 yılında uygulanmaya başlanacaktır.

Evet, Ülkemiz için yeni bir yönetim sistemini oyladık. Bu sistem değişikliğine halkımızın % 51.4’ü evet dedi ve % 48.6’sı hayır dedi.

Şimdi şöyle bir sor sorsak ve bunun üzerinde fikir geliştirsek diyorum:

Ülkemizde Demokratların oranı % 51.4, Cumhuriyetçilerin oranı % 48.6 mı?

Şimdi, “bu oranı da nasıl hesapladınız? Hangi mantıkla bu sonuca vardınız?” diye soracaksınız Ya da, “Demokratların kimdir, necidir? Cumhuriyetçiler kimdir, necidir?” diye meraklanacaksınız.

Sizin sorularınızı hemen cevaplayayım ve merakta bırakmayayım.

Yukarıda belirttiğim %51.4 Evet oranıdır ve bu Evet’çilerin demokrat düşüncede olduklarını, % 48,6 Hayır oranıdır ve bu Hayır’cıların da cumhuriyetçi kafa yapısında olduklarını varsaydım.

Yani benim bu oranlar üzerinden giderek Evet’çileri demokrat, Hayır’cıları da cumhuriyetçi olarak nitelemem tamamen bir faraziyedir. Tamamen bir tahmindir. Elbette, bu referandumda Evet ve Hayır oylarının bu şekilde bir oranda tecelli etmesi başka gerekçeler etrafında şekillendi.

Şu an bunlar faraziye ve birer tahmin olsa da, ileride Devlet Başkanlığı Sistemine tam olarak geçildiğinde Ülkemizin seçimler ve siyasi görüşler olarak ağırlıklı olarak iki kesime ayrılacağını ve bir tarafın demokratlardan, diğer tarafında cumhuriyetçilerden oluşacağını düşünüyorum. Aynen Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi, seçimlere iki partiyle, iki grupla gidilecektir. Bir tarafta demokratlar, diğer tarafta da cumhuriyetçiler.

Bu noktadan hareketle Ülkemizde artık bu kadar fazla sayıdaki partiye gerek yoktur. Şu an mevcut partilerin sayısı 30’dan fazladır. Bu 30 partiden TBMM’de temsil edilen sayısı en fazla 3 ya da 4’tür. Toplumda bilinen ve sesini duyuran parti sayısı da 4’ü, 5’i geçmez.

Öyleyse, bu kadar sayıdaki partiye ne gerek var? Bu kadar fazla sayıdaki partiye gerek olmadığı gibi, artık sağcılık ve solculuk gibi görüşlere, milliyetçilik ve etnik kökene dayanan partilere de gerek yoktur. Bundan böyle fikri yapınız ve savunduğunuz hususlar “sosyal adalet, hakkaniyet, özgürlük, demokrasi, insan hakları ile kalkınmanın çevre korumayla birlikte dengeli sağlanması, işçilerin maaşlarının ve hayat standartlarının arttırılması, milli gelirin bölüşümünde adalet, vergilerin düşürülmesi, eğitimde fırsat eşitliği, dış politikada barışçıl ilkeleri esas alma, parasız sağlık hizmetleri ve benzeri noktalarda” ise demokrat taraftasınız. Eğer, görüş ve düşünce yapınız “kalkınma, ilerleme, mutlak büyüme, sermayedarın haklarını savunma, dış politikada yayılmacılık, sağlık ve eğitimin parayla sağlanması, vergilerin artırılması, kalkınma için çevrenin göz ardı edilmesi ve insan haklarından önce Devletin gücünün öne çıkarılması ve benzeri noktalarda” ise cumhuriyetçi taraftasınız.

Şimdi bu yazdıklarım ABD’de geçerli olan bir siyasi yapılanmadır. Bizim Ülkemizde kim demokrat, kim cumhuriyetçi belli değildir. Bu açıdan baktığımızda % 51,4 oy oranındaki Evet’çi kesimi tamamen demokrat fikirlere sahip insanlar olarak görmemiz mümkün değildir. Evet’çilerin içerisinde sözde herkes sosyal adalet, hakkaniyet, özgürlük, demokrasi, işçi hakları ile insan ve çevre haklarına inanırlar. Ancak, uygulamalara baktığımızda bunun yüzde yüz doğru olmadığını ve bu ilkelerin uygulamada çok da fazla yer bulmadığını görüyoruz. Hayır’cıların da bu görüş ve düşüncelere çok inandıklarını söylememiz mümkün değildir. Biz Hayır’cı fikri savunanların da ne kadar adalete, hakkaniyete ve işçi haklarına karşı duyarsız olduklarını çok gördük. Kısacası bizim Ülkemizde ABD’deki olduğu gibi demokratlar ve cumhuriyetçi görüşler oluşmamıştır. Bundan sonra oluşur mu? Bundan sonraki seçimlerde iki grupla, bir tarafta demokratlar, diğer tarafta cumhuriyetçiler olarak seçimlere girilir mi? Bilemiyorum. Bu sorunun cevabı için 2019 yılına kadar geçecek bu iki yıl içerisindeki yeni yapılanmalara ve siyasetteki yeni oluşumlara bakmak gerekecektir.

Evet, yazımızın sonunda, yazımının başlığında yer alan sorunun cevabını veriyorum: Referanduma sonucuna bakarak, % 51.4’ün demokrat, % 48.6’nın da cumhuriyetçi olduğunu söylemek mümkün değildir.

Ancak, bundan sonraki dönemde, Devlet Başkanlığı seçimlerinde, sağ-sol partilere ve bu kadar fazla sayıdaki siyasi yapılanmalara ihtiyaç yoktur Bundan böyle, iki partili bir yapılanmayla seçimlere gidilmelidir. Bir tarafta demokratlar dediğimiz ve yukarıdaki açıkladığımız fikir ve düşünceleri benimseyenler, diğer tarafta da cumhuriyetçi dediğimiz ve yukarıda belirttiğimiz görüş ve düşüncelere sahip olanlar yer almalıdır.

Benim fikrimi sorarsanız kendimi, “demokrat fikirlere” sahip bir insan olarak görüyorum. Vesselam.

Ahmet SANDAL

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar

https://www.alexa.com/siteinfo