CUMHURİYET VE DEMOKRASİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİM
Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

CUMHURİYET VE DEMOKRASİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİM

30 Ekim 2017 - 17:02

 

Benim cumhuriyet ve demokrasi görüşüm şudur: “Gerçek cumhuriyet ve demokrasi, halkın yönetime tam katılımı ile sağlanır. Halkın ve vatandaşların her daim ve her vakit yönetime katılması için de onlarla her daim ve her vakit istişare ve meşveret sağlanmalıdır.”

Bu sözlerimden de anlaşılacağı üzere, “halkın ve vatandaşların her vakit ve her daim istişare ve meşveret edilecek bir merci olarak görülmesi benim cumhuriyet ve demokrasi görüşümün temelini oluşturur.”

Bu görüşümü biraz daha açıklayacak olursam, “halkın yönetime tam katılımından kasdım istişare ve meşverettir. Cumhuriyet ve demokrasilerde halk ile her daim ve her vakit istişare ve meşveret gereklidir.”

Dikkat edileceği üzere, yukarıdaki 3 paragrafta belki beş kere “istişare ve meşveret” dedim. Bu iki kelimeye özellikle dikkat çektim.

İstişare nedir? Meşveret nedir? Her ikisi de birbirinin aynı ya da birbirine yakın bu iki kelimeden anlamamız gereken “bir işi ya da bir görevi yerine getirirken birisine danışmak ve fikir almaktır.”

“Cumhuriyet ve demokrasi halkın yönetimi ise, her daim, her vakit halka danışmayı ve onlarla istişareyi, ister küçük, isterse büyük işlerde olsun vatandaşların görüş ve düşüncelerini almayı gerektirir.” Bir kez daha haykırıyorum: “İşte benim demokrasi ve cumhuriyet görüşüm.”

Cumhuriyet ve demokrasiyi sakın yalnızca seçimler olarak görmeyin. Bu aldatıcı olur.

Seçimler elbette cumhuriyet ve demokrasilerde en gerekli bir yöntemdir. Kaldı ki, her seçim esasında halka fikir sormak ve onlarla istişare etmek, meşverette bulunmaktır.

Sırf seçimlerde mi Millete sormak ve danışmak gereklidir? Hayır elbette. Cumhuriyet ve demokrasilerde her daim ve her vakit halka sormak ve danışmak gereklidir.

Seçimlerde halka sormayı ve danışmayı anladık da, cumhuriyet ve demokrasilerde her daim halka neyi soracağız ve nasıl soracağız? İşte kritik ve önemli soru budur.

Her daim halka sormak ya da danışmak şöyle olur.

Mesela bir yerel yönetimlerde Belediye Başkanısınız ve imar planı, kentsel dönüşüm, yol yapımı, su şebekesi, çevre düzenlemesi gibi geniş kapsamlı bir iş yapacaksınız, bu işi yapmadan önce halkın görüşünü almak gerekir. Peki halkın görüşü nasıl alınır? Halkın katılımı toplantıları düzenlenir, bu toplantılarda halkın görüşüne başvurulur. Kent ya da ilçe konseyi oluşturulur ve bu konseylerde halk ile istişare edilir. Bu şekildeki görüş alışverişi yeterli olmazsa, il ya da ilçe düzeyinde referandum yapılabilir. Ciddi anket ve kamuoyu araştırmaları da halk ile istişare ve meşverete birer örnektir.

Mesela genel yönetimde Sağlık Bakanısınız, bir İl’e Sağlık Müdürü ya da bir hastaneye başhekimi atayacaksınız. Halka sormanız mümkündür. Halka sormak ve kendileriyle istişare ederek atama yapmak mümkündür.

Halka sormak ve onlarla istişare etmek hususu, yukarıdaki 2 örnekten başka elbette binlerce örnekle çeşitlendirilebilir.

Müftü atarken halka sor ve danış, Vali atarken vatandaşa sor ve danış, Müftü ve Vali’den halk memnun mu, yine halka sor ve danış. Sırf Müftü ve Vali mi? Değil elbet. Tüm yöneticilerden halk memnun mu, sor ve danış. Her işte ve her planlamada halkın görüşlerini al ve istişare et. Halk ile istişare ve meşveret ettikten sonra da, halkın menfaatleri noktasında karar ver. İşte benim demokrasiden ve cumhuriyetten anladığım budur.

Maalesef, birçok Ülkede, ABD’sinde, Almanya’sında, Fransa’sında, İngiltere’sinde, Avrupa’sında, Asya’sında, Afrika’sında, velhasıl birçok Ülkede, cumhuriyet ve demokrasi böyle işlemiyor. Peki nasıl işliyor?

Cumhuriyet ve demokrasi dedikleri her Ülkede irili-ufaklı partilere dayanıyor. Partiler seçimlere katılıyor. Seçimi kazanan parti, Ülkeyi bir 4 ya da 5 yıl, kafasına göre yönetiyor. Yani diğer seçime kadar kafasına göre idare ediyor. Planlamalarda ve kararlarda halkın değil parti ileri gelenlerin borusu ötüyor. Bir yere bir yatırım mı yapılacak, partililerin sözü öne çıkıyor. Önemli bir göreve birisi mi getirilecek partililerin dediği oluyor.

Böyle bir yönetim özde değil sözde demokrasidir. Böyle bir rejim özde değil sözde cumhuriyettir. Bizim istediğimiz böyle bir yönetim değil, bizim istediğimiz her daim ve her vakit vatandaş ve halkla istişare ve meşveret üzere bir yönetim şeklidir.

İstişare ve meşveret Dinimizin emridir.

İstişare ve meşveretin önemini belirten iki ayet-i kerime, ve bir hadis-i şerif ile yazımı sonlandırıyorum:

“Yapacağın iş hususunda onlarla meşveret et.” (Al-i İmran Suresi, 169)

“Onların işleri, aralarında istişare (danışma) iledir.” (Şura Suresi, 38)

Hz. Ebu Hüreyre (ra), “Ben, Resulullah'tan (asm) daha çok istişare eden ve yapacakları işlerde meşveret eden birini görmedim,” der. (Tirmizi, Cihad, 35) 

Not: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına denk gelen bir günde cumhuriyet ve demokrasi üzerine görüşlerimi açıkladım. Bu vesile ile Cumhuriyetimizin kuruluşunun 94. yılını kutluyor, tüm vatandaşlarımıza sağlık ve esenlikler diliyorum.

Ahmet SANDAL

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar

https://www.alexa.com/siteinfo