SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTIĞIM GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİMDEN ÖRNEKLER -2


Sosyal medyayı, İslamî görüş ve düşünceleri yaymak için açık bir platform olarak görüyorum ve bu medya vasıtasıyla toplumumuzun daha da gelişmesi ve insanlarımızın maddi ve manevi yönden huzur ve refah içerisinde olması için İslamî görüş ve düşünce doğrultusunda yazıyorum. Bazıları sosyal medyayı şahsi maksatları doğrultusunda kullansa da, bizler sosyal medyayı Allah rızasını kazanmaya bir vesile olarak görüyoruz. Belki bizim de bazı hatalarımız ve sosyal medyada bazı yanlışlarımız olsa da, asıl maksadımız bellidir. Asıl maksadımız İslamî görüş ve düşünceleri yaymaktır. Bunun için sosyal medya bir araçtır.

Evet, bir önceki yazımda 17 başlık halinde, görüş ve düşüncelerimden örnekleri size takdim etmiştim. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim:

18-

“Leyla’yı isterken Mevla’yı bulmak.”

Bu durum sırf Mecnun’a has bir durum değil. Bir çoğumuz bir şeylerin mecnunuyuz. Mal, mülk, servet, makam, mevki ve kudret hepsi de mecnunca bir istek aslında. Bunu önceleri farketmesek de, bir çoğumuz sağa-sola çarpa çarpa, eninde-sonunda, er ya da geç, gerçeği farkediyor ve bir vakitler “deli gibi” arzuladığımız şeyleri elimizin tersiyle itmeye başlıyoruz. O şeylerden vazgeçiş esasında “Leyla’yı ararken Mevla’yı bulmaktır.” Her şeyin aslında koca bir yalan, boş bir arzu olduğunu anlamaktır. Tek hakikatin Yüce Rab olduğunu hayatın içinde bizzat farketmektir.“ Leyla’yı ararken Mevla’yı bulmak” budur işte. Huzur ve mutluluk var, en sonundaki o gidişte.

Yüce Rabbim (cc) eninde-sonunda Kendisine çevirsin yollarımızı. Önemli olan son vardığımız yerdir.

19- Dört dörtlük bir hayatın formülü aşağıdadır:

4×4 Hayat:

a) "İman, sağlık, afiyet ve zenginlik."

b)"Merhamet, bereket, zarafet ve samimiyet."

c) "Huzur, refah, güven ve doğruluk."

d) "İş, aş, aşk ve heyecan."

İşte 4×4 Hayat bu.

20-Atalarımız ne güzel söylemiş; "büyük lokma yut da büyük söz söyleme."

Bir kış günün sabahında kızkardeşlerimi Pazarcık'ta karlı yollarda arabayla işlerine götürürken kızkardeşlerim "Aman Abi dikkat et” dedikçe, “korkmayın birşey olmaz. Ben Ankara'da karlı yollarda araba kullanmış adamım. Pazarcık yolları da ne ki" dedim. Araba 3. No.lu Sağlık Ocağının önündeki sokakta kara saplandı ve orada bırakmak zorunda kaldım.

Evet, Arkadaşlar siz siz olun da "büyük lokma yutun, ancak büyük söz söylemeyin.

21-“İsrail er ya da geç yok edilecektir.”

“İsrail tüm Dünya için kanserli bir ur’dur. Er ya da geç kesilip atılacaktır.”

22- “İlimde sizden üstekileri, malda sizden alttakileri ölçü alın.” Böyle düşünürseniz hayata denge ve kanaat ile bakar ve mutlu olursunuz. “İlimde sizden alttakileri, malda sizden üstekileri ölçü alıyor ve halinize şükretmek yerine açgözlük yapıyorsanız”, maazallah, isyana sürüklenirsiniz ve helak olursunuz.

23-Annemden çocukken sıkça duyduğum ve mutlaka bir Ayet-i Kerime ya da Hadis-i Şerif’e istinat ettiğine inandığım şu söz büyük bir hakikati ifade ediyor.

"Az sadaka, çok kaza ve bela savar."

Siz de bol bol infak yapın ve sadaka verin. Böylece akıl, ruh ve beden sağlığınızı korursunuz, Allah’ın izniyle.

24- Yaprakların son baharda döküldüğü gibi dökülür günahların. 
Sen de seherlerde tövbe edersen.
Nasuh bir tövbe, sahih bir tövbe ile dua edersen.
Hak Teâlâ nezdinde değer bulur sesleniş, feryatlar ve ahların.

Gece ibadeti ve seher vakitlerinde tevbe-i istiğfar çok mühim.

Allah bize de nasip eylesin. Amin.

25-Bundan birkaç yıl önceydi. Başbakanlık Etik Kurulu'nun gün boyu süren "Etik Paneli'ne" katıldım.
Profesörler konuştu.
Konuştu da hepsi boş konuştu.
Doğrusu aşağıdaki sözde saklıdır.

"Bana iyi analar verin, size iyi vatandaşlar vereyim."

(Bu sözün Napolyon Bonapart'a ait olduğu söylenir)

26-Şehirleşme doğaya uyumlu olsun. Binalar doğaya yük olmasın.Doğa yok olmasın.

27- ­Kalem ve ilim olmazsa, cehalet çoğalır. Kılıç ve cihad olmazsa da düşman çoğalır. Bir Müslüman’ın asli görevi ya kalem, ya da kılıç ehli olmasıdır. Düşmanını da, cehaleti de yok et.

28- "Ya ilim öğreten, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol. Sakın beşincisi olma! Yoksa helak olursun!"

Hadis-i Şerif

Evet, biz bu Hadis-i Şerif doğrultusunda mutlaka ilim ehli olmak, en azından ilmi sevmek zorundayız.

29- Bu Dünya’da sevap ve günahtan başka bir gerçek yoktur. Sevap ve günah dışındaki her şey sanaldır ve hayaldir. Bize kalan ve üzerimize yapışan sevap ve günahlardır.

Bu gerçek yaşadıkça anlaşılmaz. Bu gerçek yoğun tefekkürle anlaşılıyor.

30-"Sen mi hayal kuruyorsun" dedi Meczup.
"Hayır. Hayır, elbette Hayır! Hayalin seni kuruyor" diye gülümseyerek ayrıldı.

Güneşin battığı yere doğru.

 

Ahmet SANDAL